Köşe yazıma 69 yaşında ki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da kendisine ait bir TikTok hesabına sahip olması ve sosyal medya ekibi ile günümüz trendlerine uygun, tamamıyle TikTok algoritmasına yönelik içerik üretimine dahil olması ile başlamak istiyorum.
Bunu belirtmemde ki amacım ise şudur ki; dün, bugün ve yarın biz dijitalcilerin savunduğu nokta her zaman dijital dönüşüm ve trendleri takip etmek olacaktır. Şimdi ise hep birlikte biraz dijital medya ve üniversitelerin sosyal medya yönetimine değinelim.
Kabul etmeliyiz ki dijital dünyanın bir sınırı yoktur ve ne zaman ‘evet, işte bu!’ dediğimiz andan çok kısa bir süre içerisinde yeni bir trend topik furyasının içinde buluruz kendimizi. Son zamanlarda dijital Dünya’ya katılan ve bunu oldukça güzel hali ile kullanan bir çok topluma hitap eden,topluma mal olmuş insanlar görmekteyiz. Özellikle yukarıda belirttiğim örnek gibi; bir ülkenin cumhurbaşkanı, bakanı, dernek, örgüt vb. kuruluşların başkanları veya üst düzey yöneticiler. Bu saymış olduğum kişi, kurum, işletme veya tabir-i caizse yüksek mertebedeki insanlar artık sosyal medyanın toplum üzerindeki gücünü ve etkisini bir araç olarak kullanmaya başlamış ve dijital daha doğrusu yeni medyayı hayatlarının bir parçası haline getirmiş oldular, hatta zorunda kaldılar demek bile yanlış olmayacaktır. Çünkü toplumun ve hayatın geldiği bu noktada, teknolojinin getirdikleri ile bu çağa ayak uydurmanın yegane anlamı dijital kalmak diyebiliriz. Eski olarak nitelendirdiğimiz nesil bile ayak uydurmaya çalışıyorken elbette ki yeni nesil çok daha hızlı adaptasyon sağlayacak hatta yön veren kesim olacaktır. Bu noktada üniversitelerin de dijital dönüşümü yakalaması gerektiğini ve trendlere uygun içerik üretimi yapması gerektiğini savunmak en doğrusu.
NEDEN ÜNİVERSİTE, NEDEN SOSYAL MEDYA?
Üniversitelerin hedef kitlesi 18-25 arası genç kuşaktır, elbette ki okumanın yaşı yoktur fakat bu makalemde daha spesifik olacağım. Lise kuşağı daha bağımsız ve belki de hoyrat bir sosyal medya kullanıcı iken üniversite öğrencileri lise yaş grubuna oranla sosyal medyayı daha bilinçli kullanan bir kesimdir. Sosyal medyanın yararı ve zararı olarak ayıracak olursak; bu tamamen sosyal medyayı ne amaçla kullandığınıza bağlı diye cevaplardım. Buna istinaden üniversite çağındaki bir kesimin sosyal medyayı daha bilinçli, içerik üretim sürecini şekillendirebilen, tüm sosyal medya platformlarında trendleri yönetebilen, dijital okuryazarlığı olan ve kar-zarar kabiliyetine sahip bir kitle olarak nitelendirebilirim.
Bunun bir eğitime dökülmesinden yana olmamın yanı sıra bunu pekiştirebilecek her üniversitenin medya departmanlarına sahip olması gerektiğini düşünüyorum. İçerik üretimi yapan her çalışma arkadaşımızın bakış açısının farklı, trendleri takip eden bireyler olması elzemdir. Önemli olan standartlıktan çıkıp dijitalliği görsellik ile buluşturabilmek, yeniliğe aç olabilmek , aktif kalabilmek ve görsel süreci prodüksiyon açısından değerlendirip farklı senaryolar oluşturabilmektir. Bu sayede güncel kalınabilir.
Türkiye üniversitelerinde çokça gördüğümüz rektörlük veya herhangi bir yönetime bağlı kişilerin öğrencilerden uzak kalması, öğrencilerinde bu durumdan yakınarak rektör ile iletişimlerinin olmama ihitmalini düşünmesi ve bu algının yıkılabilmesi sadece bürokrasi ve kurumsallığın bir tık dışına çıkılarak gençlere hitap eden medya içerik stratejisiyle düzelebilir.
Bu yöntemle üniversite yönetimi tüm öğrencilerine, hatta öğrenci olmayan tüm genç hedef kitlesine ulaşma konusunda bir adım önde olabilme kapasitesine sahiptir. Bu süreçte sadece medya algısı yaratmak değil senaryoda gerçek olmalıdır. Burada medya departmanlarının kendi görev tanımını şekillendirmesi, içerik üretiminde öğrencileri takip etmesi ve gerekirse istihdam yaratması, dijital pazarlama ve içerik üretimi konusunda şekillenen dünyayı takip etmesi ve bunu kendi üniversitesine olduğunca entegre edebilmesi çok yararlı bir dijital dönüşüm süreci olacaktır.
NEDEN TREND İÇERİK STRATEJİSİ?
Trendleri takip eden üniversiteler dijitalde yüksek hedef kitle erişimi, yurtdışı öğrenci potansiyeli erişimi, özellikle vakıf üniversitelerinin ise dijital pazarlama bütçesi ayırmadan çok fazla kişiye erişme imkanı tanıyacaktır. Şu anda şekillenen CGI reklam kreatifi, yapay zeka içerik stratejisi gibi trendleri takip etmek,TikTok ve Reels algoritmasına uygun içerikler üretmek gerekir.Sadece bir sosyal medya alanında değil tüm platformları kendi algoritmasına göre kullanmak en doğrusu olacaktır.
META neler söylüyor?
Meta’nın Reels içerik algoritmasının nasıl çalıştığını örnekle sunmak istiyorum: ‘’Temel farkı yalnızca ilginizi çekebilecek şeyleri düşünmek yerine, özellikle sizi eğlendirebilecek içeriğe odaklanmasıdır. Bunu yaparken de onu sonuna kadar izlemenize ve etkileşim kurma olasılığınıza yönelik tahminlerde de bulunur.’’ (Kaynak: cremicro.com ve meta.com)
Belirttiği gibi Reels içerikleriniz ne kadar çok izlenirse doğru orantıda keşfette daha fazla kişinin önüne düşer, paralel bir kazan-kazan ilişkisi söz konusudur.Yani burada hedef kitleye ve gençlere erişmek için onların benimsediği eğlenceli içerik stratejisiyle kurum adına paylaşım yapılması gerekir. Sonuç olarak asla şaşırtmayan başarılı bir strateji oluşacaktır; medya marka algısı, güvenilirlik, dijitalde yer almak ve yüksek istatikseller ve tercih sırasında ilk sıraya yerleşmek.
BATUHAN ATEŞ
Antalya Belek Üniversitesi Kurumsal İletişim Uzmanı& Dijital Pazarlama Alan Dalı